Posts Tagged ‘ADR’

Məmməd Əmin Bəy…

06/10/2011

Türkiyədə dərc olunan Yaş Türkistan jurnalının bu aykı sayında yer alan məqaləmi sizlərə blogda da təqdim edirəm.
Kimlərəsə yararlı olacağı arzusu ilə…

MEHMET EMİN RESULZADE
Azerbaycan`la ilgili olan kaynaklarda (ister ülke dahilinde, isterse de yurtdışında) bir çok hatalara rastlayabiliriz. Ama bu hatalardan en önemlisi Azerbaycan’ın bağımsızlık tarihi ile ilgili olanıdır. Bir çok kaynakta Azerbaycan’ın bağımsızlığını 18 ekim ve ya 30 ağustos 1991 tarihinde kazandığı gösterilmektedir.
30 ağustos 1991 tarihinde Azerbaycan Cumhuriyeti Ali Sovyeti olağanüstü bir oturumda Azerbaycan Cumhuriyetinin Devlet Bağımsızlığını Yeniden Kazanması ile ilgili bir kanun kabul etmiştir. Kanunda “1918 yılından 1920 yılına kadar Azerbaycan Cumhuriyetinin uluslararası ortamda kabul görmüş bağımsız bir devlet olduğunu vurgulayarak” ifadesi de kullanılmıştır.
Daha sonra, 18 ekim 1991 tarihindeyse “Azerbaycan Cumhuriyetinin Devlet Bağımsızlığı Hakkında” Anayasal Aktı kabul edilmiştir. Bu belgenin de 2. maddesinde “Azerbaycan Cumhuriyeti 1918 yılının 28 mayısından 1920 yılının 28 nisanına kadar mevcut olmuş Azerbaycan Cumhuriyetinin varisidir” ifadesi kullanılmıştır.
Azerbaycan Cumhuriyetinin bağımsızlığının yeniden kazanılmasının temelini oluşturan her iki kanunda açık bir şekilde şu an mevcut olan devletin 1918 yılı 28 mayısta kurulan devletin devamı (varisi) konumunda olduğunu görebiliriz.
Bu yüzdendir ki, son dönem Azerbaycan tarihinin şekillenmesinde önemli katkıları olan 1918 yılında kurulan ilk cumhuriyetin (bu cumhuriyet aynı zamanda Türk coğrafyasında kurulan ilk cumhuriyet olmuştur) kurucularını unutmamak, sık – sık onların bağımsız Azerbaycan uğruna yaptıklarını ve hayatlarını araştırmak gerekmektedir.
28 mayıs 1918 tarihini duyduğumuzda, Azerbaycan Halk Cumhuriyeti ifadesiyle karşılaştığımızda hiç şüphesizdir ki, ilk akla gelen isim Mehmet Emin Resulzade`dir. Tabii ki, burada Azerbaycan Halk Cumhuriyetinin kurulmasında ve yaşamasında önemli katkıları olan Ali Merdan Bey Topçubaşov, Feteli Han Hoylu, Ahmet bey Ağaoğlu, Ali bey Hüseynzade, Mehmet Hasan Hacinski gibi aydınların da yaptıkları unutulamaz. Fakat burada Mehmet Emin Resulzade özel bir statüye sahiptir çünkü ister bağımsızlığa kadarki, isterse de daha sonra yaşanmış olayların büyük çoğunluğu onun liderliği ile gerçekleşmiştir.
31 ocak 1984 tarihinde Bakü`nün Novhanı köyünde doğmuş olan Mehmet Emin bey ilk eğitimini döneminin en iyi ve yenilikçi okullarından birisi olan ikinci “Rus – Müslüman” okulunda aldıktan sonra eğitimini Bakü Teknik okulunda devam ettirmiştir. İlk siyasi çalışmalarına da bu okulda okuduğu dönemde, daha 17 yaşındayken başlamıştır. Onun 1902 yılında kurmuş olduğu Müslüman Gençlik Teşkilatı Azerbaycan`da Çarlık Rusya`sına karşı kurulmuş ilk gizli teşkilat olmuştur.
1902 yılından başlayarak çeşitli teşkilatlarda gizli ve açık çalışmalarına devam eden Mehmet Emin Resulzade 1908 yılında artan baskılardan dolayı Bakü’yü terk etmek zorunda kalmıştır. İlk olarak Tebriz`e giden Resulzade buradaki meşrute hareketlerine katılmış ve kısa zamanda bu harekette önemli yere sahip olmuştur. Aynı zamanda İran`da Batı tarzı gazeteciliğin temeli de Mehmet Emin bey tarafından “İrani Nov” gazetesiyle birlikte konulmuştur. Çarlık Rusya`sının artan baskıları İran`da da kendini göstermeye başlamıştır ve bu baskılardan dolayı Resulzade bu sefer de İran`ı terk etmek zorunda kalmıştır.
1910 yılında İran`dan Türkiye`ye geçen Mehmet emin bey burada da siyasi faaliyetine ara vermemiştir. Burada daha çok Türk Ocakları ile beraber çalışan Resulzade aynı zamanda Azerbaycan`da devam eden gizli teşkilatlanma ile de yakından ilgilenmiştir. Örneğin 1911 yılında Müsavat (Eşitlik) partisinin kurulmasında Mehmet Emin Resulzade`nin de önemli katkıları olmuştur. Yaklaşık olarak 3 yıl Türkiye`de yaşayan Resulzade Çarlık Rusyası`nın 1913 yılında çıkardığı genel aftan yararlanarak Bakü`ye geri dönebilmiştir. Böylelikle de Bakü`de faaliyette olan teşkilatlara katılabilmiştir.
Azerbaycan`da devam eden Çarlık Rusya`sı işgaline karşı faaliyetlerine ara vermeyen Resulzade çalışmalarının büyük kısmını Müsavat partisinde devam ettirmekteydi. O aynı zamanda dönemin çeşitli gazete ve dergilerinde yazılar yazmakta, Gorki gibi Rus yazarlarının bir çok eserini Azerbaycan Türkçesi`ne çevirmekteydi.
Çarlık Rusya`sı karşıtı faaliyetlerinden dolayı bu sefer Resulzade 1915 yılında tutuklandı ve 1917 yılında baş veren devrime kadar hapiste kaldı. Hapisten kurtulduktan sonra da çalışmalarına devam eden Resulzade ilk olarak Bakü`de 1917 yılında gerçekleşen Kafkasya Müslümanları Kurultayında Rusya’nın federe devletler biçiminde bölünmesi önerisinde bulundu ve öneri kurultayda kabul edildi. Daha sonra aynı öneri, yine Mehmet Emin beyin çalışmalarıyla, Moskova`da gerçekleşen Rusya Müslümanları Kurultayında da kabul edildi. Böylelikle Resulzade yavaş yavaş Azerbaycan`ın bağımsızlığı yönündü ciddi mesafeler açmaktaydı.
Aynı yıl Azerbaycan`da faaliyette olan iki önemli siyasi parti, Müsavat ve Türk Adem`i Merkeziyet partileri, birleşme kararı aldı ve bu kararın ardından gerçekleşen kurultayda Mehmet Emin Resulzade partinin(Partiler birleşme kararı aldıktan sonra Türk Adem`i Merkeziyet Partisi “Müsavat” ismini aldı) merkezi komitesinin başkanı seçildi. Böylelikle nerdeyse tüm Azerbaycan`ı kapsayan bu parti bağımsızlık yönünde daha koordine ve ciddi çalışmalar yapmaya başladı.
1918 yılına gelindiğinde Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan ile birlikte, Zakafkasya seyminde birleşmişti. Seym içinde devam eden ihtilaflar yüzünden mayıs ayında seym faaliyetine son verme kararı aldı. Bu karardan bir gün sonra, 27 mayısta, ise seymde olan partilerden Azerbaycan Milli Şura`sı oluşturuldu ve bu Şura`ya Mehmet Emin bey başkan olarak seçildi.
Daha bir gün sonra ise Resulzade başkanlığındaki bu Şura Azerbaycan`ın bağımsızlığını ilan etti ve Milli Şura Tiflis`ten Gence`ye taşındı. Aynı yılın eylül ayındaysa Nuri Paşanın komutanlığındaki Türk – İslam ordusunun yardımıyla Bakü de işgalden kurtuldu ve başkent Bakü`ye taşındı.
23 ay bağımsız kala bilen Azerbaycan Halk Cumhuriyeti Parlamenter sistemle yönetilmekteydi ve bu süreçte Resulzade meclisin en büyük grubu olan Müsavat grubunun başkanı olmuştur. Bu süreçte Azerbaycan Halk Cumhuriyeti askeri, ekonomik ve kültürel alanda bir çok işlere imza atmıştır.
Fakat bu cumhuriyet fazla ayakta kalamamıştır ve 1920 yılının 28 nisanında Kızıl Ordu Azerbaycan`a girerek cumhuriyete son koymuştur. Bundan sonra Resulzade ilk olarak Lahıç ilçesinde bir süre kaldıktan sonra tutuklanmıştır. Tutuklu olduğu zaman Stalin Resulzade`yi ziyaret etmiş ve onu hapisten çıkararak kendisiyle birlikte Moskova`ya götürmüştür. 2 yıl Moskova`da kaldıktan sonra ise gizli yollarla Avrupa`ya kaçmayı başarmıştır. Bir süre Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde kaldıktan sonra ise tekrar İstanbul`a geri dönmüştür.
Resulzade`nin hayatıyla ilgili en ilginç makamlardan biri de onun Stalin ile olan ilişkileridir. Daha Çarlık döneminde başlayan bu ilişkiler Resulzade`nin Moskova`dan kaçışına kadar devam etmiştir. Çarlık döneminde Kafkaslar`da gizli çalışmalar yapan Stalin (o zaman Koba ismini kullanmaktaydı) defalarca Mehmet Emin beyle görüşmüştür, hatta bazı kaynaklar Resulzade`nin onu bir kaç kes ölümden kurtardığını da söylemektedir.
Resulzade`nin Stalin ile olan ilişkileri Stalin`in ölümünden sonra 1954 yılında Resulzade”nin kendisi tarafından Dünya Gazetesinde seri makaleler şeklinde yayınlanmıştır. Daha sonra bağımsız kitap halinde “Bir Türk Milliyetçisi`inin Stalin`le İhtilal Hatıraları” adı altında da yayınlanan bu makalelerde Resulzade Stalin ile olan ilişkilerini geniş şekilde anlatmıştır.
1922 yılından hayatının sonuna kadar muhacir hayatı yaşayan Resulzade yaşadığı her şehirde ve ülkede de Azerbaycan için olan çalışmalarını yorulmadan devam ettirmiş ve muhacerette olan milli harekata başkanlık yapmıştır.
Çalışmalarının önemli bölümünü Türkiye`de yapmış olan Resulzade Ankara`da Azerbaycan Kültür Derneği`ni kurmuş, sürekli olarak dergiler ve gazetelerde yazılar yayınlamış, ayrıca kitaplar yazmış ve hiç yorulmadan Azerbaycan Türkleri yolunda çalışmıştır.
1947 yılından hayatının sonuna kadar Ankara`da yaşayan Mehmet Emin bey 6 mart 1955 tarihinde Ankara Üniversitesinin Hastanesinde vefat etmiştir. Azerbaycan’ın bağımsızlık mücahidi Mehmet Emin Resulzade`nin mezarı halen Ankara`da Cebeci Asri Mezarlığında bulunmaktadır…
Kullanılan Kaynakça:
1. Azərbaycan Xalq Cumhuriyyəti (1918 – 1920). Parlament (II Kitab Stenoqrafik Hesabatlar), Bakı, “Azerbaycan” Nəşriyyatı, 1998.
2. Azərbaycan Respublikasının dövlət müstəqilliyini bərpa
etmək haqqında AZƏRBAYCAN RESPUBLİKASI ALİ SOVETİNİN BƏYANNAMƏSİ, http://www.e-qanun.az .
3. “Azərbaycan Respublikasının Dövlət Müstəqilliyi haqqında” Konstitusiya aktı, http://www.e-qanun.az .
4. Həsənli Cəmil, Azərbaycan Xalq Cumhuriyyərinin Xarici Siyasəti (1918 – 1920), Bakı, “GARISMA” MMC, 2009.
5. Rəsulzadə Məmməd Əmin, Bir Türk Milliyətçisinin Stalinlə İxtilal Xatirələri, Bakı, Qanun Nəşrlər Evi, 2010.
6. Rəsulzadə Məmməd Əmin, Əsrimizin Siyavuşu, Çağdaş Azərbaycan Ədəbiyyatı, Çağdaş Azərbaycan Tarixi, Bakı, Gənçlik, 1990.

ADR – Vaxt Kapsulu Üçün…

19/05/2011

OL`un ADR Vaxt Kapsulu layihəsi var. Çoxunun yəqin ki, xəbəri var. Xəbəri olmayacnlar da  Facebook`dakı ADR VAxt Kapsulu səhifəsindən məlumat əldə edə bilərlər..

Çox maraqlı layihədir və mən də qərara gəldim ki nəsə yazım…

Sonra isə yazdıqlarımı Blogumda da paylaşım dedim.. 2018`ə kimi nələr olacaq, kimlər olacaq, kimlər öləcək bilmək olmaz…

Nə isə bu da ADR Vaxt Kapsulu üçün yazdıqlarım…

Ümid etmək asandı, xəyal etmək daha da asandır…

Azərbaycanın gələcəyi üçün isə nəsə xəyal etmək çətindir çox təəssüf ki…

Mütləq azadlıq yoxdur amma qismən də olsa, 2018 ci ildə, Azərbaycan azad olsun istəyirəm. İnsanlar azadlığı ölkədən çıxıb getməkdə axtarmasınlar. Qadınlar üzərindəki mənasız və heç bir əsası olmayan təzyiqlər, toplumsal qınamalar olmasın istəyirəm. Daha da əsası, qadınların buna qarşı gələcək qədər güclü olmasını istəyirəm…

2018 də, məhkəmələrin insanların haklarının müdafiə olunduğu yer, polis qurumunun insanları qoruyan qurum olmasını, xalqın seçdiklərinin xalqa xidmət edənlər olmasını istəyərdim…

Bütövlük uğrunda böyük addımların atılmış olmasını istərdim, məğlubiyyət sindromunun, natamamlıq kompleksinin qismən də olsun yox olmuş olmasını istərdim..

İnsanların üzündə ümid və sevinc olsun istərdim.. Yaltaqlığın normal bir şey olaraq görünməməsini istəyərdim..

2018 də, insanların daha cəsarətli olmasını istərdim, öz həyatlarını özləri şəkilləndirsin istərdim… Gələcəyə dair daha ümidli görmək istərdim insanları…

Müharibənin bitmiş olmasını, daha demokratik olduğuna inandığım Parlament idarəetmə sisteminə keçilmiş olmasını, İnsanların Azərbaycandan ən balaca fürsətdə belə qaçmamağa çalışdığını, ölkəni fərqli səbəblərdən tərk etmiş insanların da artıq geri dönmək istədiklərini görmək istərdim 2018`də…

Hər şey təbii ki, yaxşı ola bilməz amma 2018`də çox şeyin yaxşı olacağına ümid etmək istərdim…